Birincil Sorun
Astsubay Sınıf Okulunda geçen 18 yaşın altındaki sürelerin fiili hizmetten sayılmasındaki süreç, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na aykırı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından Sınıf Okulunda geçirilen sürenin fiili hizmetinden sayılmadığı, bu durumun aynı sıra ve sınıfta beraberce okuduğu arkadaşlarıyla kendi arasında emeklilik tarihi ve mali hakları açısından büyük farklar yarattığının ilgili tarafından öğrenilmesi ile başlamaktadır.
İlk olarak ilgili tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na dilekçe ile başvuru yapılarak, Astsubay Sınıf Okulunda 18 yaş altında geçirdiği sürelerin hizmetten sayılması ve bu döneme ilişkin emekli kesenekleri ve kurum karşılıklarının ilgili kurumlardan tahsil edilmesi talep edilmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ise cevabi bir yazı ile bu talebi hukuka aykırı olarak reddetmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın sınıf okulunda geçirdiği sürenin fiili hizmetinden sayılması için ilgililerin yaptığı başvuruların reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali ve astsubay sınıf okulunda geçirilen 18 yaş altı sürelerin tamamının fiili hizmet süresinden sayılması istemi ile verilen dilekçeler ile İdare Mahkemelerinde söz konusu davalar açılmaktadır.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 12. Maddesinde, bu kanunla tanınan haklardan faydalanabilmek için Türk uyruğunda olmak ve 18 yaşını bitirmiş olmak gerektiği; 12/II-j, 15 ve 31. maddelerinde ise astsubay sınıf okulu öğrencilerinin iştirakçi olarak ilgilendirilecekleri ve bu okulları bitirerek astsubay nasbedilenlerin sınıf okulunda geçen sürelerin fiili hizmetine ekleneceği; ek 21. Maddesinde de, bir meslek veya sanat okulunu bitirenlerden, Türk Medeni Kanun hükümlerine göre kazai rüşt kararı almak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına tabi ve öğrenimleri ile ilgili görevlere atananlar hakkında, 5434 sayılı Kanunun 12. Maddesinde yazılı 18 yaşın bitirilmiş olması şartının aranmayacağı kurala bağlanmıştır. Aynı yasanın “Emekli keseneğine esas tutulacak aylık, ücret ve ödenekler” başlıklı 15. maddesinin (e) bendinde de Astsubay Sınıf Okulu öğrencilerinin, öğrenci harçları ile teğmen veya astsubay çavuş aylıkları arasındaki farkın keseneğinin, öğrenciler adına kurumlarınca emekli keseneği olarak ödeneceği belirtilmiştir.
Danıştay Onuncu Dairesinin 31.05.1995 tarih ve 1994/7244 Esas, 1995/2707 Karar sayılı ilamı ve yine Danıştay 11. Dairesinin 25.12.2009 tarih ve 2009/2407 Esas, 2009/11048 Karar sayılı ilamlarında; “Astsubay Sınıf Okulunun orta üstü eğitim veren bir okul olması nedeniyle, öğrencilerin normal yaşının 18’in altında olduğu, mezuniyetlerinde 18 yaşını tamamladıkları için doğrudan doğruya atamalarının yapıldığı açıktır. 5434 sayılı Yasanın 12. maddesi II/J maddesindeki Astsubay Sınıf Okulu öğrencilerinin bu yasadan yararlanacakları yolundaki hüküm belirtilen nedenle, Emekli Sandığı Kanununda sayılan haklardan yararlanabilmek için getirilmiş olan genel nitelikteki “18 yaşını bitirmiş olma” koşulunun bir istisnası olmaktadır. Aynı yasanın 15. maddesinde belirlenen ve Astsubay Sınıf Okulu öğrencileri adına emekli keseneği yatırılmasını zorunlu kılan hükümde bunun bir göstergesidir. Bu durumda, astsubay sınıf okulunda öğrenci olarak geçirilen süreye ilişkin keseneklerin kurumca Emekli Sandığına gönderilmesi ve aynı yasanın 31. maddesinin 6. fıkrasına göre de bu sürenin fiili hizmet süresinden sayılması yasal bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda açıklanan yasal mevzuat ve Danıştay içtihadı gereği, İdare Mahkemelerince; 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun 12, 12/II-j, 15, 31, ek 21. Maddeleri ve aynı kanunun geçici 170. Maddesinin 2. fıkrasına atıf yapıp, Danıştay 11. Dairesinin 25.12.2009 gün ve E:2009/2407, K:2009/11048 sayılı emsal kararı ışığında dava konusu işlemin iptaline karar verilmektedir.
İdare mahkemelerinin kararı sonrasında davalı SGK tarafından Bölge İdare Mahkemelerine İstinaf başvurusu yapılmaktadır. Bölge İdare Mahkemeleri yukarıda açıklanan mevzuat ve Danıştay içtihatları uyarınca İdare Mahkeme kararlarını bugüne kadar onamışlardır. Ancak Ankara Bölge İdare Mahkemesi en son kararlarında içtihat değişikliğine giderek davacı ilgililer lehine olan İdare Mahkeme Kararlarını kaldırarak, davanın reddine dair yeni karar tesis etmeye başlamıştır. Ortada hiçbir mevzuat değişikliği bulunmaması yanısıra Danıştay’ın içtihatlarının geçerliliği ortada olmasına karşın ve yine diğer Bölge İdare Mahkemelerinin aksine (İstanbul, İzmir, Gaziantep, Erzurum, Konya, Samsun Bölge İdare Mahkemeleri), içtihat mahkemesinin yüksek mahkeme olan Danıştay olmasına rağmen, Ankara Bölge İdare Mahkemesinin İstinaf incelemesi sonunda içtihat değişikliğine gidiyorum diyerek, şimdiye kadarki uygulamasından saparak istinaf incelemesi sonunda davanın reddine (kesin karar) karar vermeye başlamıştır.
Farklı Bölge İdare Mahkemeleri kararları sonrasında ortaya çıkan içtihat farklılığının giderilmesi amacıyla, yapılan başvurular neticesinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi (kendi kararının doğru olduğu görüşünü bildirerek) Danıştay’a başvuruda bulunmuştur.
İkincil Sorun
Davacı ilgililer tarafından Astsubay Sınıf Okulunda geçen öğrencilik süresinin hizmetlerinden sayılması hakkında açılan davaların davacı ilgililerin lehine sonuçlanması üzerine, davalı SGK tarafından, “okul süresi borçlanması” konulu yazı ile davayı kazanmış olan ilgililere 5434 sayılı kanun uyarınca kurumla iştirakçiliğinin sağlandığı, kurumca İdare Mahkemesinin yapılan işlemin iptali kararının temyiz edildiğini temyiz sonucunda işlemin kesinlik kazanacağını veya iptal edileceğini, bu duruma göre Astsubay sınıf okulunda geçen süreye ait hesap edilen emekli keseneği ve kurum karşılığı olan bedelin davacıya bağlanan emekli aylığından tahsil edileceği hakkında yazı gönderilmektedir. Bu yazıyı alan davacı ikinci bir hukuki mesele ile karşılaşmaktadır. Çünkü hem idare mahkemesi kararına istinaden kurumla iştirakinin sağlandığı hem de kararın temyiz edilmesi nedeniyle hala kesinleşmediği, buna bağlı olarak da emekli keseneği ve kurum karşılığı çıkartılan borcun emekli maaşından kesileceği davacıya bildirilmekte ve belirtilen borç hemen, hem de güncel katsayılar ile ödettirilmeye başlanılmaktadır.
SGK’nun hatalı uygulamaları sebebiyle yaklaşık 3-4 yıldır mahkemeleri meşgul eden, 18 yaş altı sınıf okulu sürelerinin hizmetten sayılmaması işleminin iptali konulu davaların mahkemelerce kabul yönünde karara bağlanmasının ardından, bu güne kadar SGK öncelikle, mahkeme kararı doğrultusunda, 18 yaş altı hizmet süresine karşılık gelen prim tutarının ödenmesi konusunda davacıların bağlı olduğu kurumla yazışma yaparak, davacının astsubay naspedildiği tarihteki kesenek ve karşılık tutarları üzerinden yaptığı hesaplama tutarının kurum hesabına aktarılmasını talep etmiş ve bu konuda davacılardan bir talepte bulunmayarak sadece bilgi mahiyetinde davacılara da yazı göndererek, bağlı oldukları kurumlardan bu ödemenin yapılmasını müteakip eksik hizmet sürelerinin fiili hizmetlerinden sayılması işlemini gerçekleştirmiştir.
Devam eden süreçte herhangi bir mevzuat değişikliği de olmadığı halde, SGK keyfi bir uygulamaya başvurarak, bu hususta hiç bir yükümlülüğü bulunmayan davacı ilgililerin maaşından veya emekli aylığından kesinti yapmak suretiyle, prim ve kesenek karşılıklarının tahsilini talep etmesi ve muvafakat verilmeden kesinti yapmaya başlamak şeklinde hukuk dışı bir uygulamaya başvurmuştur.
Davalı SGK kendisine karşı açılan emekli ikramiyesi, emekli maaşının bağlanması, yapılan kesintilerin ödenmesi gibi tüm ödemeleri hak ediş tarihi itibariyle değerlendirmekte ve yapılan ödemelerde güncel katsayıları dikkate almamaktadır. Öyle ki nerdeyse 20 yıl çalışan insana 7 TL emekli ikramiyesi ödemeyi mevzuat böyle diyerek doğru bulmaktadır. Ancak davayı kazanan astsubaylar adına kurumlarından aldığı emekli keseneklerini de, ilgili kurumlar güncel katsayı üzerinden değil de aynen SGK Başkanlığının yaptığı gibi ödenmesi gereken tarihteki katsayılara göre yapmakta, davalı SGK bu kurumlardan ödeneği almakta fakat bu kurumlardan güncel katsayı uygulamasını istememektedir. Diğer taraftan hak sahiplerine dönerek aradaki farkın güncel katsayıdan ödeme yapılmasını istemektedir. İşin bir diğer hukuka aykırı yönü, davalı SGK Başkanlığı davacıya ödediği emekli ikramiye farkını da yine güncel katsayılardan değil, hak ediş tarihindeki geçmiş katsayılardan ödemeye devam etmektedir. Kendi uygulamasıyla bile çelişecek şekilde akla, mantığa ve hukuk devleti kurallarına aykırı idari işlemin iptali hukuki bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.
Bunun üzerine Astsubay sınıf okulunda geçen süreye ait hesap edilen emekli keseneği ve kurum karşılığı olan borç hakkında yapılan işlemin iptali istemiyle tekrar idare mahkemesinde dava açma, zaman kaybı yaşama, masraf yapma gibi birçok zorluklar ile karşılaşılmaktadır. İlgili personel maddi ve manevi olarak yıpranmaktadırlar. Bu davaların çoğu hala devam etmektedir. Aynı konudaki kimi davalar davacı lehine sonuçlanırken kimi davalar ise davacı aleyhine sonuçlanmakta aynı konulu dava sonuçları arasında bir tutarlılık bulunmamaktadır.
SONUÇ
Birincil sorun açısından
- Öncelikle dava açmamış olanların, Danıştay’ın Bölge İdare Mahkemeleri arasındaki içtihat farklılığının giderilmesi kararının beklenmesi ve çıkacak karara göre hukuki yol belirlenmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.
- Dava açmış ve Bölge İdare Mahkemesinin kesin kararı ile davası reddedilmiş olanlar açısından, Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru yolunun denenebileceği ve bu konuda yapılan hâlihazırda başvuruların mevcut olduğu hususunun da göz önüne alınmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
İkincil sorun açısından
- Dava açmış ve Bölge İdare Mahkemesinin kesin kararı ile davası reddedilmiş olanlar açısından, SGK dilekçe ile başvurarak yapılan kesintilerin durdurulması ve yapılmış olan kesintilerin faizi ile birlikte iadesi talep edilmelidir.
- Dava açmış ve Bölge İdare Mahkemesinin kesin kararı ile davası kabul edilmiş olanlar açısından, kesintilerin durdurulması ve yapılmış olan kesintilerin faizi ile birlikte iadesi talepli İdare Mahkemesinde dava açılması hususu değerlendirilebilir.
Av. Engin ATİK
Hukuk Komisyon Başkanı
TEMAD Dergisi Eylül 2018 sayısında yayınlanan makaledir.
4 Yorumlar
Huseyin EFE
Sayın baskanım . Bu konu 2008 aralikta 18 yasini tamamlamam okula girisim 2007 olmasi nedeniyle beni de ilgilendiriyor. Son karar sayilmamasi yonunde oldugunu ogrendim . Bu konuda taleplerimiz ve magduriyetimiz dile getirilmedogi kanaatindeyim.
Fatih2000
Sayın başkanım bu konu astsubaylar ın kanayan yarası olmuştur 18 yaş altı hizmet süreleri ile ilgili yasal düzenleme yapılması husunda gerekli girişimlerinizi bekliyoruz saygılarımla iyi çalışmalar…
Nafiz kilinc
1978 dogumluyum. 1992 yilinda astsubay hazirlama okulunda 6 ay okudum. Daha sonra okuldan ayrilarak lise ve universite hayatim oldu. 2005 yilinda sgk baslangicim yapildi. Merak ettigim husus; sigorta baslangic tarihim 1992 olmasi mumkun mu? Ve ne yapmaliyim. Bilgi verirseniz cok sevinirim. Hazirlama okulunun Motor bölümünde okudum.
Hüseyin DÜŞÜKBIYIK
su ana kadar yapilan çalışmalar için tesekkur ederim.
bu konu ile ilgili gelişme varmı siyasilerle gerekli temaslar kuruluyor mu.